Bir kış günü kraliçe pencerenin önünde dikiş dikerken iğne eline batı vermiş. Hemen bir parça pamukla elinden akan kanı silmiş. Kraliçe ” teni şu pamuk kadar beyaz, dudakları kan damlası kadar kırmızı ve saçları şu pencerenin pervazı kadar kara bir kızım olsa” demiş.
Bir gün kraliçenin dileği yerine gelmişve bir kız bebek dünyaya getirmiş. Bebeğine Pamuk Prenses adını vermiş. Ne yazık ki, kraliçe kısa süre sonra ölmüş. Kral zaman içerisinde yeniden evlenmiş. Karısı güzel bir kadınmış ama iyi kalpli değilmiş. Bütün gün aynanın karşısına geçip, “Ayna ayna dile gel, söyle bana kim daha güzel ” diye sorarmış. Ayna da şöyle cevap verirmiş; “Bundan kuşku duyan var mıdır bilmem, tabi ki en güzel sizsiniz kraliçem” dermiş.
Günlerden bir gün ayna kraliçenin bu sorusuna farklı bir yanıt vermiş; “Bunu nasıl söyleyeceğim bilemem ama Pamuk Prenses sizden güzel kraliçem.” Bunun üzerine çok sinirlenen kraliçe hemen bir avcı bulmuş ve ona “Pamuk Prensesi alıp ormana götür ve bana onun yüreğini getir,” diye emir vermiş. Adamcağız Pamuk Prensesi ormana götürmüş ama öldürmeye kıyamamış. Durumu anlayan Pamuk Prenses “beni burada bırak bir daha asla geri dönmem merak etme” diyerek avcıya yalvarmış ve avcı da merhamete gelmiş ve onu orada bırakıp bir ceylan avlayıp yüreğini kraliçeye sunmuş.
Pamuk Prenses ormanda saatlerce yürümüş. Tam kaybolduğunu düşünürken küçük bir kulübe görmüş ormanda. Kapıyı çaldığı halde kimse açmayınca da içeri girmiş. Ev çok ilginçmiş masada yedi küçük tabak ve yedi küçük bardak duruyormuş. Zavallı Pamuk Prenses çok aç olduğu için hemen bir şeyler yemiş. Sonra da üst kata çıkmış uyumuş. Bir kaç saat sonra Pamuk Prenses öfkeli seslerle uyandırılmış. “Bizim evimizde ne arıyorsun sen?” Pamuk Prenses işçi giysileriyle evin içinde dolaşıp duran yedi küçük adamla karşılaşmış. Başına gelenleri onlara anlatmış. “Gördüğünüz gibi,” demiş “gidebileceğim hiçbir yer yok “Hayır var” diye bağırmış yedi cüceler hep bir ağızdan. “Burada kalabilirsin! Ama biz yokken kapıyı hiç bir yabancıya açmamalısın” demişler.
Böylece Pamuk Prenses cücelerin evinde yaşamaya başlamış. Eskisinden farklı bir hayatı varmış artık. Uzun günler boyunca konuşacak birini arar olmuş. Bir sabah yaşlı bir kadın kapıyı çalmış. Elindeki sepette bir sürü ilginç şey varmış. Pamuk Prenses açık pencereden uzanarak kadınla konuşmuş ama kendisini içeri almamış.
Pamuk Prenses o yaşlı kadının aslında kılık değiştirmiş olan kraliçe olduğunu hiç anlamamış. Meğer kraliçe aylarca aynaya bakmadıktan sonra bir gün bakmayı denemiş de ayna ona, “bunu nasıl söyleyeceğimi bilemem, ama Pamuk Prenses sizden güzel kraliçem,” deyivermiş. Kraliçe bunun üzerine öfkeyle yollara düşüp Pamuk Prenses’in gizlendiği yeri bulmuş.
“Kapıyı yabancılara açmaman akıllıca,” demiş kraliçe pamuk prensese. “Ama lütfen şu elmayı bir iyi niyet belirtisi olarak kabul edermisin.” Böyle bir şeyi reddetmek ayıp olacağı için Pamuk Prenses elmayı almış ve kadın gidince elmadan kocaman bir ısırık almış. Cüceler işten eve döndüklerinde Pamuk Prenses’i cansız birşekilde yerde yatar bulmuşlar. Elma hala elinde duruyormuş. Cüceler ağlayarak, “Bu kraliçenin işi!” demişler. Büyük bir kederle Pamuk Prenses’in cansız bedenini taşıyıp camdan bir tabuta koymuşlar.
Bir sabah oralardan geçmekte olan bir prens tabutu ve içindeki güzel kızı görmüş. Görür görmez de aşık olmuş bu güzel kıza. “Onu saraya götürmeliyim bir prensese böylesi yakışır ” demiş yedi cücelere .Cüceler karşı çıkmamışlar buna ama sonra izin vermişler. Prense tabutu taşımasında yardım etmişler. Ama tam bu sırada Pamuk Prensesin boğazındaki elma parçası çıkmış. Pamuk Prenses yattığı yerden doğrulup gülümsemiş. Pamuk Prenses ve prens çok mutlu bir hayat sürmüşler. Kötü kalpli kraliçe ise öfkesindenve kıskançlıkdan çok kısa bir süre sonra ölmüş.
Çizgi Kahramanlar, Masal Kahramanları, Pamuk Prenses, Pamuk Prenses Resimleri, Pamuk Prenses Yedi Cüceler, resim, resimler, resimleri, Sevimli kahramanlar, Sevimli Kahramanların Resimleri
Monday, May 9, 2011
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment